plastic mouth etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
plastic mouth etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Nis 2010

Efes Pilsen One Love

şu anda sevinçten çıldırmış durumda evin içinde saçma sapan dans ediyorum. bu aşırı sevincimin nedeni efes pilsen one love fest.'e gelecek olan kişi/grupların bugün itibariyle açıklanmış olması ve özellikle benim pek sevdiklerimin festivalde yer alıcak olması.

bu sene ki one love fest. konukları:

Groove Armada

The Ting Tings

Wild Beasts

The Whitest Boy Alive

kim ki bu gruplar diyenler için Mehmet Tez açıklamış: http://www.hafifmuzik.org/?p=7527


p.s. 1) nerdeyse 1 yıl olcak bloga bir şey yazmayalı. one love fest.'in beni bu kadar gaza getirmesi iyi oldu!

p.s. 2) one love fest sevdamı her yere yazdım sanırm, n'olur bir şey çıkmasın da gideyim!

p.s. 3)festival yalan oldu, gidemedim! (Eylül, 2010)


17 Haz 2009

just hold me

dinlenip unutulmuş başka bir şarkı daha, kafa karışıklığına bire bir..

if i wanted silence
i would whisper
and if i wanted loneliness
i'd choose to go
and if i like rejection
i'd audition
and if i didn't love you..

28 Nis 2009

vicky cristina barcelona



Cumartesi günü önceden edindiğim ama izlemeye fırsat bulamadığım - malum sınavlar ve projeler - ama merak etmekte olduğum vicky cristina barcelona yı izledim. bazıları için klasik bir woody allen filmidir belki ama benim görüş belirtecek kadar sıkı takipçiliğim yok.. oyuncular rollerine gerçekten iyi oturmuş, penelope cruz özellikle.. farklı karakterlere sahip iki kadının aşk söz konusu olduğunda reaksiyonlarının nasıl olabileceğini, bazen uç noktalarda bazen de gayet basit olarak bize aktarmış sayın woody allen..

ah ah barcelonada olmak vardı şimdi..

p.s. spoiler vermicem diye kastım resmen..

6 Nis 2009

green eyes

coldplay'in a rush of blood to the head albümünde yer alan, buralarda pek dinlediğim sarkisi..

"i came here with a load
and it feels so much lighter now i met you
and honey you should know
that i could never go on without you.."

24 Mar 2009

Tamburada

bu aralar pek bir sardırdığım zuco 103'e ara verip shuffle yardımıyla uzun süredir dinlemediğim tamburadaya yeniden sarmış bulunuyorum.. tamburada bir zamanlar aşırı tüketilmiş sonrasında unutulmuştu, şimdi yeniden dinlemeye başlamışken aklıma 2005 yazı geldi.. alsancak iletişim kitapevinde tamburadayı ilk duymamız ve ardından hemen cdsini almamız, yaz sonunda gidilen festivalde karşımıza çıkmaları, ağzımıza yapışan "i can try, i can try, i can try.." sözleri, sonrasında solistlerinin gruptan ayrılması ve diğer grup üyelerinin dandadadan adında yeni bir grup kurmaları, eski tamburada tadını bulamamamız..

tamburadayı dinlemeye başlamışken, "yaz müziği"ne ve "mavi"ye gereken ilgiyi göstermemiş olduğumu anladım, siz de dinleyin, dinletin..


2 Mar 2009

Karnaval

Her gün sokaklarda değişik kılıklara girmiş, süper maskeler takmış insanlar görebileceğiniz, her sene şubat ayının son iki haftası gerçekleşen, bir karnaval düzenleniyor Girit'te, aslında sadece burda değil, Hristiyan olan ülkelerin hepsinin çeşitli şekillerde düzenlediği bir festival bu.. Karnaval boyunca her akşam sokaklarda partiler düzenleniyor, karnavalın son günü de belli grupların önderliğinde herkes geçit törenine katılıp, alkolün dibine vuruyorlar.. Karnaval bittikten sonra da paskalya gününe kadar-40 gün süren-kırmızı et, süt ve süt ürünlerinin tüketilmediği sadece balık ve çeşitlerinin yendiği bir oruç ayına giriyorlar..

Girit'te karnavalın asıl düzenlendiği yer Rethymnon olduğu için, biz de karnavalın son günü değişik insanların bir araya geldiği bir grup olarak, bulunduğumuz şehirden 1 saat uzaklıkta bulunan Rethymnon şehrine gittik, geçit törenine katıldık, alkolün dibine vurmaya çalıştık-normalde olsa asla yapmam-fotoğraf çektik, çekildik..

Fotoğraflar arasından seçebildiklerim..

# Rugby team-1

# Rugby team-2

# Kelebek gibin bişiler..


# Deniz anaları:)


# Balıkçı amcalar..

# Papağanlar..


# cell-o-can'lar..

12 Oca 2009

Masal


bir varmış bir yokmuş

dünya masalmış


her yolcudan bu handa hoş seda kalmış

gökten üç elma düşmüş yuvarlanmış

herkes payına düşen elmayı almış...



24 Ara 2008

sideways..

the fountain'in soundtrack'i..
citizen cope adlı gruba santana eşlik etmiş..
dinleyiniz, dinletiniz..

you know it ain't easy
for these thoughts here to leave me
there's no words to describe it
in french or in english
well, diamonds they fade
and flowers they bloom
and i'm telling you
these feelings won't go away
they've been knocking me sideways
they've been knocking me out lately
whenever you come around me
these feelings won't go away
they've been knockin' me sideways
i keep thinking in a moment that
time will take them away
but these feelings won't go away

7 Ara 2008

Sözde geleneksel..















Cuma günleri isteyen herkes akşam yemeğine kendi ülkesinin geleneksel yemeklerini hazırlayabiliyor. Öncelikle tabi baş aşçının yemeği kabul etmesi gerekiyor. Biz de Türk grubu olarak yemek yapmaya karar verdik ama yaptığımız yemeğin "geleneksel" olmasından yana bizim özlediğimiz bir yemek olması daha ön plana çıktığı için köftede karar kıldık sonrasında da ana yemeğin Hasanpaşa Köfte olmasına karar verdik. Köftenin yanında Türk usulü pilav olmalıydı, burda yediğimiz pilav haşlama tarzı olduğu için herkesin damak tadına uymuyor, bir de cacık tabi ki..

Yemek yapma faslı beklediğimizden daha zorlu ve zahmetli olsa da gayet keyifli geçti.. Yaklaşık 7 saat boyunca mutfaktaydık, 260 tane köfte hazırladık, 3 kg pirinçden arpa şehriyeli pilav yaptık ki lapa olmadı. Her şey hazır olduğunda hepimiz çok mutluyduk. Akşam yemeğinde tadım aşamasında yemeklerin beğenilmesi de bir o kadar keyifliydi.

25 Kas 2008

pick up the phone

the notwist'in neon golden albümünde yer alan, bu aralar pek bir sardığım şarkısı.. klibi de bir o kadar güzel.. bir de şöyle sözleri var ki..

when life is a loop,
you're in a room
without a door.

7 Kas 2008

duvet

bugün yolculuk sırasında mp3 playerin shuffle'i saolsun karşıma çıkardı bu şarkıyı, unutmuşum ben, şu anda dinlemek için yanlış zaman olsa da..

i am falling, i am fading, i am drowning,
help me to breathe
i am hurting, i have lost it all
i am losing
help me to breathe..

p.s. akustik versiyonu daha bir güzel..

30 Eki 2008

i might be wrong

i might be wrong
i might be wrong
i could have sworn
i saw a light coming on

i used to think
i used to think
there is no future left at all
i used to think

p.s. bıkmadan, usanmadan radiohead dinlemek..

iyi ki doğdun merfeem















5 yıllık bir süreden sonra, bu doğum gününde fiziksel olarak yanında olamasam da..
iyi ki doğdun, iyi ki varsın..
nice mutlu senelere..
öperim

24 Eki 2008

Many Shades of Black

The Raconteurs'ın Consolers of the Lonely albümünde yer alan süper şarkı.. buraya gelmeden önce sürekli dinlediğim, loopa mutlaka girmesi gereken, gaza getiren, her şeyi kestirip atmanızı sağlayan, belki de yapılması gerektiği halde yapılamayan ya da yapmaya cesaret edilemeyen tavırlar için..

kafanızda emin olmadığınız şeyler varsa ya da hissiyatınızdan emin değilseniz, o zaman fazla dinlemeyin..

23 Eki 2008

ara vermek

geçenlerde bir arkadaşımın blogda hiç yeni yazın yok demesiyle hatırladım, sanırım epey kopmuşum burdan.. uzun ve sıkıcı bir yolculuk, ardından adaptasyon süreci ve alışır mıyım alışamaz mıyım tribi, bir yandan da hasta olduğum için tamamen uzak kalmışım.. aslında yazacak o kadar şey var ki, yavaş yavaş aktarıcam buraya..

adaptasyon süreci başarılı bir şekilde ilerliyor sanırm, ufak tefek şeyler haricinde gayet iyiyim.. öncelikle yurt benim için yeni bir kavram, hiçbir deneyimim yoktu bu konuda, gecenin bir yarısı koridorda sesler duyduğumda şüpheli bir şekilde neler olduğunu anlamaya çalışmak bir yandan da uykunun kaçmamasını sağlamak garip.. yemekhane kavramı da ilginç.. bu kadar bol yeşilliğin içinde neden sürekli hayvansal gıdalar tükettiğimizi anlayabilmiş değilim.. neyse ki deniz ürünleri de bol, ağırlıklı olarak onlarla beslenmeye çalışıyorum..

master programına gelince bu kadar yoğun olacağını tahmin etmezdim, bir anda kendimi deli gibi koşturur ve ders çalışır halde buldum.. günü gününe ders çalışmak her ne kadar benim için pek uygun olmasa da burda başka bir çarem olmadığını gördüm.. işin en eğlenceli yanı sürekli parti olması, her akşam bir eğlence..

sanırım partiye geç kalıyorum, it's time to go!!


5 Eki 2008

Ritüel

Alsancak'da takılınan herhangi bir akşam sonrası genellikle de the pub sonrası kırçiçeğine illa ki uğranılır ve domates çorbası içilir.. geçen kış domates çorbası içmeyi biraz abartıp alerji olduğumu dahi hatırlıyorum.. İzmir'den ayrılmadan kırçiçeğinde domates çorbası içmemek olmaz deyip yine pub sonrası kırçiçeğine gittik.. yaz nedeniyle biraz ara verdiğimiz domates çorbasına yeniden başladık..
bu kış alışkanlıklarıma ara vericem..
zor olcak biliyorum..

p.s. sayın like a star;
sizinle norrda konseri sonrası içtiğimiz domates çorbasını da unutmadım..

2 Eki 2008

bright red paper




















Fotoğraf: http://www.brightredpaper.com/pictures/brpalbum.jpg

uzun süredir takip ettiğim bir blog sitesinde (bkz: good music box) buldum bu grubu, post-rock etiketini gördüm önce, sonrasında düşünmeden hemen edindim.. post rock mı, evet severim, hem de çok..

şimdi loopda bu grup.. daha uzun bir süre de yer alıcak sanırım..


1 Eki 2008

The Kiss



















Fotoğraf: http://www.artinthepicture.com/paintings/Gustav_Klimt/The-Kiss/

"The Kiss" röprodüksiyonunu ilk bir arkadaşımın evinde görmüştüm, sanırım o zamanlar ortaokuldaydım.. üniversitede bir ara sürekli takıldığım arka sokakta görünceye kadar aklımdan çıkarmışım bu çalışmayı sanırım.. orda tekrar karşılaşınca mutlu olduğumu hatırlıyorum..

geçen yıl puzzle'nı baykuşda görüp de almadığıma yanıyorum, şimdi bulsam ve gitmeden hemen puzzle'nı yapsam ne güzel olurdu..

30 Eyl 2008

karaoke

doğum gününü karaoke barda kutlamak nasıl olur, sıkılan olur mu diye düşünürken artık karaoke bardan çıkmaz oldum.. sanırım o gece miladım oldu. genelde filmlerde görür, özenir ve bir gün bende karaoke yapıyım derdim ama bu kadarını tahmin etmezdim. sesim gayet kötü aslında, bu bet sesimle nasıl gaza gelip şarkı söylüyorum ki ben? alkolün etkisi tabi ki yadsınamaz ama ortamda bulunan insanlar samimi arkadaşlarınızsa hiç bir şey yadırganmıyor.

şimdi ne zaman karaokeye gidelim diye plan yapar oldum.. cuma akşamı arkadaşlarımla yine karaoke barda olcam sanırım.. gitmeden bir de pazartesi akşamı hoşça kal derim, sonrasında bakalım artık anca yılbaşında geldiğimde.. o zaman da hala karaokeye takılan bir gençlik bulabilirsem..

evet evet daha hoşça kal partisi yapılcak di mi karaoke barda?