30 Eki 2008

i might be wrong

i might be wrong
i might be wrong
i could have sworn
i saw a light coming on

i used to think
i used to think
there is no future left at all
i used to think

p.s. bıkmadan, usanmadan radiohead dinlemek..

iyi ki doğdun merfeem















5 yıllık bir süreden sonra, bu doğum gününde fiziksel olarak yanında olamasam da..
iyi ki doğdun, iyi ki varsın..
nice mutlu senelere..
öperim

29 Eki 2008

kahvaltı

çocukluğumdan itibaren hayatımda önemli bir yeri olmadı kahvaltının..
genellikle zorunlu olarak yenilen ya da tüketilmesi gerekli olan bir takım gıdalar.. tek tek incelendiğinde belki hepsi önemli ama sabahları daha uyku modundan çıkmadan bir şeyler yemeğe çalışmak bana göre değil.. haftasonu kahvaltıları biraz daha farklı.. özellikle de pazar günleri, ailece yapılan uzun kahvaltılar..

şimdi başka bir ülkede yaşamaya çalışırken, kahvaltının hayatımda önemli bir kavram olduğunu anladım, bulunduğum ortamın etkisi bunda çok büyük.. bize her ne kadar yakın olsalar da, kültür ve damak tadı olarak, kahvaltı anlayışları garip.. beyaz peynir olmadan kahvaltı edilir mi?
lor peyniri ile krema arası belki de karışımı, beyaz peynirin yerini alabilir mi? peki her sabah yoğurt yenir mi?
evet yeniyor.. o değişik karışım yerine, yoğurda sardım.. güzel oluyor.. denemeden tepkili yaklaşmamak gerekiyormuş..

p.s. beyaz peyniri de öğle yemeğinde yoğurt yerine veriyorlar.. değişikler gerçekten..

24 Eki 2008

Many Shades of Black

The Raconteurs'ın Consolers of the Lonely albümünde yer alan süper şarkı.. buraya gelmeden önce sürekli dinlediğim, loopa mutlaka girmesi gereken, gaza getiren, her şeyi kestirip atmanızı sağlayan, belki de yapılması gerektiği halde yapılamayan ya da yapmaya cesaret edilemeyen tavırlar için..

kafanızda emin olmadığınız şeyler varsa ya da hissiyatınızdan emin değilseniz, o zaman fazla dinlemeyin..

23 Eki 2008

ara vermek

geçenlerde bir arkadaşımın blogda hiç yeni yazın yok demesiyle hatırladım, sanırım epey kopmuşum burdan.. uzun ve sıkıcı bir yolculuk, ardından adaptasyon süreci ve alışır mıyım alışamaz mıyım tribi, bir yandan da hasta olduğum için tamamen uzak kalmışım.. aslında yazacak o kadar şey var ki, yavaş yavaş aktarıcam buraya..

adaptasyon süreci başarılı bir şekilde ilerliyor sanırm, ufak tefek şeyler haricinde gayet iyiyim.. öncelikle yurt benim için yeni bir kavram, hiçbir deneyimim yoktu bu konuda, gecenin bir yarısı koridorda sesler duyduğumda şüpheli bir şekilde neler olduğunu anlamaya çalışmak bir yandan da uykunun kaçmamasını sağlamak garip.. yemekhane kavramı da ilginç.. bu kadar bol yeşilliğin içinde neden sürekli hayvansal gıdalar tükettiğimizi anlayabilmiş değilim.. neyse ki deniz ürünleri de bol, ağırlıklı olarak onlarla beslenmeye çalışıyorum..

master programına gelince bu kadar yoğun olacağını tahmin etmezdim, bir anda kendimi deli gibi koşturur ve ders çalışır halde buldum.. günü gününe ders çalışmak her ne kadar benim için pek uygun olmasa da burda başka bir çarem olmadığını gördüm.. işin en eğlenceli yanı sürekli parti olması, her akşam bir eğlence..

sanırım partiye geç kalıyorum, it's time to go!!


5 Eki 2008

Ritüel

Alsancak'da takılınan herhangi bir akşam sonrası genellikle de the pub sonrası kırçiçeğine illa ki uğranılır ve domates çorbası içilir.. geçen kış domates çorbası içmeyi biraz abartıp alerji olduğumu dahi hatırlıyorum.. İzmir'den ayrılmadan kırçiçeğinde domates çorbası içmemek olmaz deyip yine pub sonrası kırçiçeğine gittik.. yaz nedeniyle biraz ara verdiğimiz domates çorbasına yeniden başladık..
bu kış alışkanlıklarıma ara vericem..
zor olcak biliyorum..

p.s. sayın like a star;
sizinle norrda konseri sonrası içtiğimiz domates çorbasını da unutmadım..

2 Eki 2008

bright red paper




















Fotoğraf: http://www.brightredpaper.com/pictures/brpalbum.jpg

uzun süredir takip ettiğim bir blog sitesinde (bkz: good music box) buldum bu grubu, post-rock etiketini gördüm önce, sonrasında düşünmeden hemen edindim.. post rock mı, evet severim, hem de çok..

şimdi loopda bu grup.. daha uzun bir süre de yer alıcak sanırım..


1 Eki 2008

The Kiss



















Fotoğraf: http://www.artinthepicture.com/paintings/Gustav_Klimt/The-Kiss/

"The Kiss" röprodüksiyonunu ilk bir arkadaşımın evinde görmüştüm, sanırım o zamanlar ortaokuldaydım.. üniversitede bir ara sürekli takıldığım arka sokakta görünceye kadar aklımdan çıkarmışım bu çalışmayı sanırım.. orda tekrar karşılaşınca mutlu olduğumu hatırlıyorum..

geçen yıl puzzle'nı baykuşda görüp de almadığıma yanıyorum, şimdi bulsam ve gitmeden hemen puzzle'nı yapsam ne güzel olurdu..